Arama
Ürün Kategorileri
    Menu Kapat
    Tümünü Gör

    Suyun Değerini Anlamak: Bir Ekolojik Yaşam Aktivistinin Gözünden Dünya Su Günü

    Suyun Değerini Anlamak: Bir Ekolojik Yaşam Aktivistinin Gözünden Dünya Su Günü

    @nilkiyisi hesabından tanıdığımız yazar ve Ekolojik Yaşam Aktivisti Nil Ormanlı ile 22 Mart Dünya Su Günü'nde suyun ve vegan yaşam tarzının kesişimlerini konuştuk. Keyifli okumalar!

    Dünya Su Günü, suyun önemini vurgulamak için bir fırsat olarak kutlanıyor. Sizce veganlık ve su tüketimi arasında nasıl bir ilişki var?

    Nil Ormanlı: Su krizi, bence dünyayı bekleyen en büyük sorunlardan bir tanesi, hatta çoğu yerde tehlikeli boyutlara ulaştı bile.  Araştırmalara baktığımızda dünyada en fazla su tüketen 10 gıdanın yüzde 70'inin hayvansal kökenli olduğunu görüyoruz. Mesela, 1 kilo karides için 3515 litre, 1 kilo kuzu eti için 1803 litre, 1 kilo süt için 628 litre, 1 kilo yumurta için 578 litre su harcanıyor. Yani hayvansal gıdalar, zaten az miktarda olan tatlı su kaynaklarımızı, bitkisel ürünlere göre daha fazla harcıyor.

    Geleneksel tarım ve hayvancılığın su tüketimi üzerindeki etkileri nelerdir ve bunlar nasıl bir fark yaratır?

    Nil Ormanlı: Ne yazık ki çok konuşulmasa da hayvancılığın etkisi gerçekten çok büyük. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre, dünyadaki tatlı su kaynaklarının üçte ikisinden fazlası gıda üretiminde kullanılıyor. Hayvan yetiştiriciliğinde kullanılan tatlı su oranı ise yüzde 20 ila 33.

    Miktar olarak baktığımızda ise küresel olarak hayvan üretiminde her sene 855,5 milyon ton su kullanıldığını görüyoruz. Bunun üçte biri eti için yetiştirilen büyükbaş hayvan sektöründe, yüzde 19'u ise süt ve süt ürünleri için yetiştirilen büyükbaş hayvan sektöründe kullanılıyor.

    Tüm bu oranlar gösteriyor ki hayvancılığın hem su ayak izi hem de karbon ayak izi aslında çok fazla.

    Veganlık, bitkisel beslenmenin dışında suyun daha verimli kullanılmasını teşvik edebilir mi? Bu konuda neler söylemek istersiniz?

    Nil Ormanlı: Veganlık zaten bir beslenme biçimi değil, bir yaşam tarzı olduğu için bu bilince ulaşan bireylerin ekolojik farkındalığı daha yüksek oluyor. Mesela ben kişisel olarak mevsiminde ve organik beslenmeye çok özen gösteriyorum. Gereksiz alışveriş yapmıyorum çünkü biliyorum ki sadece bir tane pamuklu tişörtün üretiminde bile 2700 litre su kullanılıyor. Evde su kullanım oranlarıma dikkat ediyorum. Sucul yaşama zarar vermeyecek temizlik ürünleri ve bakım ürünleri kullanıyorum. Çünkü zaten vegan olduğunuzda karbon ayak iziniz ve gezegen üzerindeki etkiniz de otomatik olarak azalmış oluyor:) Vegan beslenen bir birey, navegan bir bireye göre %50 daha az karbon salar, 1/11’i kadar fosil yakıt tüketir, 1/13’ü kadar su tüketir, 1/18’i kadar tarım alanı kullanmış olur. Mesela bir kilo hayvan etinde kullanılan su miktarı, 6 ay boyunca duş almaya tekabül ediyor. Basit matemetik:)

    Veganlık ve sürdürülebilir su kullanımı konusunda nasıl daha bilinçli olabiliriz?

    Nil Ormanlı: Araştırmak, okuma yapmak bence çok önemli. Hiçbirimiz anamızın karnından bu bilinçle doğmadık ama ben 4 senedir bu konuları araştırıyor ve okumalar yapıyorum. Zaten bilimsel açıklamaları öğrendikçe insanın hayatında değişiklik yapmaması da imkansız oluyor. O yüzden başlangıç olarak bir kitap bir de belgesel önerebilirim. Jonathan Safran Foer’in “Bu Bizim Havamız” kitabını mutlaka öneriyorum. Bunun üstüne de “Cowspiracy” belgeselini izleyebilirsiniz. Ayrıca Funda, Ekin, Başak gibi vegan aktivistleri de sosyal meydadan takip etmekte büyük fayda var diye düşünüyorum.

    Son olarak, insanların daha sürdürülebilir yaşam tarzlarına geçmesini teşvik etmek için atılabilecek adımlar hakkında ne gibi önerileriniz var?

    Nil Ormanlı: Öncelikle bence herkes iklim krizinin farkında olmalı. Son çıkan IPCC raporunda da belirtildiği gibi, iklim krizi var, gezegen eşi benzeri görülmemiş bir şekilde ısınıyor ve bunun sebebi ise insan faaliyetleri. Tüm suç bireylerde demiyorum tabii ki eğer bu gezegen bizim evimizse, gündelik yaşam pratiklerimizi de doğaya saygılı bir şekilde değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. En basitinden tek kullanımlık plastikleri kullanmayı bırakabiliriz. Kışın domates yeme alışkanlığımızdan vazgeçebiliriz. Pazar ve mahallemizdeki esnaflardan alışveriş yapmaya özen gösterebiliriz. Yerel, adil ve etik üretimi destekleyebiliriz. Vegan, hayvanlar üzerinde deney yapmayan bakım ürünleri ve temizlik malzemeleri kullanabiliriz. Plastik şişede değil, katı formdaki ürünleri kullanmayı tercih edebiliriz. Ve tabii ki #govegan !

    Yorumlar
    Yorumunuzu Bizimle Paylaşın Kapat