Biz hayvan özgürlükçüleri, yaşam hakkının savunucusuyuz. İnsanın ve insan dışı hayvanın, bu dünyaya gelmekle kazandığı yaşam hakkı, dokunulmaz olmalı; herhangi bir gerekçeyle yok edilmesi normalleştirilmemeli. Bununla sınırlı da kalmamalı; insanın ve insan dışı hayvanların yaşamlarını şiddete ve sömürüye maruz kalmadan sürdürme hakkı tanınmalı. 21.yüzyılda insanlığın önündeki en büyük devrim bu.
Peki ya bitkiler? Peki ya insan sağlığı? Sadece vejetaryen olsam yetmez mi? Tanrı'nın gözünde diğer hayvanlardan daha değerli değil miyiz? Peki ya şefkatle yetiştirimiş hayvanlardan elde edilen ürünler? Hepimiz vegan olursak çiftlik hayvanları yok olmaz mı? Tüm bu soruların cevaplarını merak ediyor musunuz? Haydi Vegan olmak için bahaneleri öğrenmenin tam zamanı!
Fulya Marmara, bu kitabında okuru zihinsel bir yolculuğa çıkarıyor. Cehaletin yani bilmediklerimizle bildiğimizi sandıklarımızın ve tahakkümü ortaya çıkaran mekanizmaların peşine düşüyor ve diyor ki “İnsanın kurtuluşu; hayatın çoklu yorumuna ve yaratımına saygılı bir bakışın içselleştirilmesiyle mümkündür.”
Şiddetin her türlüsün hüküm sürmeye devam ettiği bir çağda yaşıyoruz. Bu şiddetin en büyük mağdurları da hayvanlar. Her yıl milyonlarca hayvan; yiyecek, giyecek, ilaç, eğlence gibi amaçlarla öldürülüyor. Ancak hayvanların ahlaken bir değeri olduğunu ve onların da hissedebildiğini düşünüyorsak hayvan sömürüsünü sona erdirmek zorundayız.